
Köpeklerde Sebaseöz Adenom: Patolojik Rapor İncelemesi ve Klinik Önemi
Bu patolojik rapor, bir köpekte saptanan sebaseöz adenom vakasını incelemektedir. Sebaseöz adenom, deride bulunan sebase glandlardan (yağ bezlerinden) kaynaklanan iyi huylu bir tümördür. Bu raporda, incelenen kesitin mikroskobik özellikleri, patolojik tanı ve literatür bilgileri ışığında bu tümörün köpeklerdeki önemi ve klinik özellikleri değerlendirilmektedir.
Patolojik Raporun İncelenmesi
İncelenen doku kesitinde aşağıdaki bulgular saptanmıştır:
- Keratinize çok katlı yassı örtülü doku: Derinin en dış tabakası olan epidermis ve altındaki dokular incelenmiştir.
- Epitel altında: Tümöral oluşumun derinin yüzeyel tabakasının altında yer aldığı görülmektedir.
- Çok sayıda kıl folikülü ile birlikte: Tümörün kıl kökleriyle yakın ilişkili olduğu izlenmektedir.
- Prolifere sebase glandlar ile genişlemiş sebase kanallar: Yağ bezlerinin anormal şekilde çoğaldığı (prolifere olduğu) ve salgı kanallarının genişlediği tespit edilmiştir.
Sonuç: Patolojik inceleme sonucunda tanı SEBASEÖZ ADENOM (SEBASE GLANDLARA BAĞLI YAĞ BEZSEL KÖKENLİ İYİ HUYLU TÜMÖR) olarak belirlenmiştir.
Proliferasyon: Hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde artması ve çoğalması anlamına gelir.
Sebase Glandlar: Derinin önemli bir parçası olan yağ bezleridir. İmmünolojik, endokrinolojik ve bariyer fonksiyonları gibi çeşitli fizyolojik rolleri vardır ve derinin sağlıklı yapısının korunmasında kritik bir yere sahiptirler.
Glandüler Kökenli Tümörler ve Sebaseöz Adenomun Önemi
Glandüler kökenli tümörler, köpeklerde oldukça yaygın görülürken kedilerde nadirdir. Sebaseöz hiperplazi (yağ bezlerinin aşırı büyümesi), sebaseöz adenom, sebaseöz duktal adenom (yağ bezi kanal tümörü) ve sebaseöz epitelyoma (yağ bezi kaynaklı bir tür tümör) bu kategoriye girer. Köpeklerde yapılan bir çalışmada, 172 sebaseöz gland tümörü incelenmiş ve dişi köpeklerde sebaseöz hiperplaziye yatkınlık olduğu, ayrıca minyatür schnauzer, beagle, poodle ve cocker spaniel ırklarının bu iyi huylu tümöre daha yatkın olduğu belirlenmiştir. Coonhound, bazı nordik ırklar ve terrierler de benign (iyi huylu) sebaseöz tümörlere yatkın olabilirler. Bu tümörler genellikle uzuvlarda, gövdede ve göz kapaklarında görülür ve ortalama olarak 7-13 yaş aralığındaki köpeklerde ortaya çıksa da, genç köpeklerde de görülebilir.
Sebaseöz epitelyomalar ise lokal olarak tekrarlayabilir ve nadiren lenf düğümlerine metastaz yapabilir. Bazı durumlarda, bu tümörlerin sınırlarında lenfatik invazyon saptanabildiğinden, iyi huylu bir tümörden ziyade düşük dereceli malign (kötü huylu) bir tümör olarak kabul edilebilirler. Tekrarlayan bir sebaseöz epitelyoması olan bir köpekte uzak metastaz vakası bildirilmesi, bu tümörlerin malign potansiyelini doğrulamaktadır.
Genel olarak, hem sebaseöz adenom hem de sebaseöz epitelyoma için cerrahi olarak tamamen çıkarılması tercih edilen tedavi yöntemidir. Patolojik inceleme, tümörün tipini ve cerrahi sınırların yeterli olup olmadığını belirlemek için kritik öneme sahiptir. Bu rapor, köpekte saptanan sebaseöz adenomun iyi huylu yapısını teyit etmekte ve cerrahi olarak tamamen çıkarılması durumunda genellikle iyi bir prognoza sahip olduğunu göstermektedir. Ancak, özellikle sebaseöz epitelyoma vakalarında, nüks ve metastaz riskine karşı dikkatli olunmalı ve hasta düzenli olarak takip edilmelidir.